Ah Virginia o haklı isyanın, anlatmaya çabaladığın o mühim konu feminizmi erkek düşmanlığı olarak görenlere cevap niteliğinde. Eşit haklar tanınmayan kadınlara geçmişten bu günümüze tozlu raflardaki kayıtlarla ses oluyorsun ve sesleniyorsun kadınlara: “Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman oluşturun. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!... Kitabı okurken tavsiyem sakin kafayla okumanız. Çünkü kendisi sizi toplumsal gerçekliklerle yüzleştirecek muhteşem bir eser. Çok üzgünüm Virginia bu kitabı 1929 yılında yazmana karşın okumuş olduğum yıl olan 2022 de bir çok şeyin değişmesine rağmen senin ve bizim isyanımız olan konu kendini süslemiş geri zihniyetlerle hala o isyan ettiğin yılların izini taşımakta. Kadın cinayetleri, eşitsizlik, ayrımcılık hat safhada. Eminim bu satırları yazarken ümitliydin gelecek yıllar için, şuan benim gelecek yıllar için taşıdığım ümit gibi... Umuyorum Virginia, umuyorum.....
Kayıtlar
Şubat, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Antoine de Saint-Exupery tarafından yazılan "Küçük Prens" sürekli okumayı aklımdan geçirdiğim ama bir arkadaşımın şimdi okusan bile özellikle ebeveyn olduğunda bir kere daha oku dediğini hatırladım, kaçırır mıyım derhal uyguladım tavsiyesini. O kadar doğru tespitler bir çocuğun gözünden anlatılmış ki hayran olmamak elde değil. Bazı şeylerin kıymeti onun pahasıyla ilgili değil, onun sana hatırlattıkları ve ona verdiğin emekle ölçülür. En etkilendiğim kısımlardan biri ise; "İnsanların hiçbir şey öğrenecek vakitleri yok artık. Her şeyi satıcılardan satın alıyorlar ama dost satan bir satıcı olmadığından, insanların dostları da yok artık." Ne kadar doğru değil mi? Oturup saatlerce düşünebilir insan bu söz üzerine. Tilki' nin bir sözü ile bitiriyorum incelemeyi. "Ölene kadar sorumlusun gönül bağı kurduğun her şeyden." Sevgiler.
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Konu bir namus cinayeti! Kitabın ilk cümlesinde birinin öldürüleceği ve olacaklar bizlere açıkça söylenmiş ama asıl sorun ya herkesin olacakları bilip "bana birşey olmasın" zihniyetiyle kabuğuna çekilişi hançer gibi saplanmış vicdanlara. Aslında yüzyıllardır süregelen bir yaraya tuz basıyor bu konu. Bile bile felakete sırf ucu kendisine dokunmuyor diye susanlar, başı sıkıştığında "insanlık öldü mü?" diye aranırlar. Evet insanlık öldü! Sen ve senin gibiler öldürdü!
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Paulo Coelho berrak anlatımıyla vazgeçmemek üzerine güzel bir yapıt hazırlamış bizlere. Kişisel menkıbeye sahip çıkılması gerektiği, gerçekten istediğin şeye er yada geç gösterdiğin emek ve çabayla sahip olabileceğini konu ediniyor. Kitabı okuduktan sonra hayallerinize daha da saygı duyup yolunuzu daha iyi şekillendirebilirsiniz. Ne diyordu Simyacı "bir şey istediğin zaman, bütün evren arzunun gerçekleşmesi için işbirliği yapar." Kitapla kalın.
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Beni iyi tanıyanlar bu kitabı okumayı neden ertelendiğimi tahmin ederler. İsminde bahsi geçen farelerin, Lennie’nin sevmekten hoşlandığı fareler olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Buradaki fareler, insanca yaşamaktan uzak, karın tokluğuna çalışmak zorunda olan hayvanların bile kalmak istemeyeceği odalarda yatıp kalkmak zorunda bırakılan, bir lokmanın peşinde sabahtan akşama kadar koşturulan farelere benzeyen insanlardı. Irkçılık ve sınıf ayrımını çok güzel işlemiş olan bu kitapta kimsesiz olan bir adamın yaşlanınca kafasına sıkacak birini hayal etmesi yüreğimi en çok acıtan kısım oldu. 1937 yılında John Steinbeck tarafından kaleme alınmış, Dünya Klasikleri içinde yer almaktadır.